ÇATLI FİLMİ: BİR DÖNEMİN ANATOMİSİ, BİR AİLENİN HAFIZASI

Toplantı; filmin yaratıcı ekibi, oyuncuları ve Abdullah Çatlı’nın ailesinin katılımıyla, İstanbul Kemer Film Platoları’nda süren çekimler sırasında sette yapıldı.

Kreatif yönetmenliğini ve proje sorumluluğunu televizyon dünyasının deneyimli ismi Onur Tan’ın üstlendiği filmin yönetmen koltuğunda Deniz Enyüksek, proje danışmanlığında ise Ömer Faruk Sorak yer alıyor. 

Başrolde, ilk sinema deneyimini yaşayan eski futbolcu ve teknik direktör Vedat İnceefe, Abdullah Çatlı karakteriyle izleyicinin karşısına çıkıyor. 

Filmde ayrıca Eren Vurdem, Ömer Kurt, Engin Benli, Erdal Küçükkömürcü, Şiva Behrouzfar, Nizam Namidar ve Turgay Tanülkü rol alırken, Yunus Emre Yıldırımer konuk oyuncu olarak kadroda yer alıyor. 

Bir Kişiden Yola Çıkarak Bir Dönemin Anatomisi

Türkiye’nin siyasi ve toplumsal belleğinde derin izler bırakan Abdullah Çatlı’nın yaşamından esinlenen “ÇATLI”, 1980 darbesi sonrası yurt dışına çıkışı ve Avrupa’da ASALA ile mücadele içinde geçen yıllarını odağına alıyor. Yapım, dönemin siyasi atmosferini, ilişkiler ağını ve kritik kırılma anlarını; belgesel iddiası taşımadan, sinemasal bir kurgu içinde ele alıyor.

Senaryosu Onur Tan ve Nevzat Erkul imzası taşıyan filmin çekimleri bu ayın sonunda  sonunda tamamlanıyor. Film, 20 Mart 2026 Cuma günü vizyona giriyor.

Ailenin Hafızasından Sinemaya 

Projeye, Abdullah Çatlı’nın kızları Selcen Çatlı ve Doç. Dr. Gökçen Çatlı danışman olarak katkı sağladı.

Doç. Dr. Gökçen Çatlı: “Bir döneme, bir kişi üzerinden kapı aralıyoruz”

“Bu projede; bir konsept danışmanı, bir kültür bilimci ve Abdullah Çatlı’nın kızı olarak yer aldım. Yıllar önce kaleme aldığım kitaplar da bu filmin ortaya çıkışında önemli bir zemin oluşturdu.

Babam, kuşkusuz bir dönemin çok önemli figürü. Ancak tarih tek renkli değildir; ne siyah ne beyaz… Ortada pek çok farklı alan vardır. Bu film, ‘ne yaşandı, neden yaşandı’ sorularını sordurmayı hedefliyor. 

Bir belgesel değil; bir dönemin anatomisini bir kişi üzerinden çizmeye çalışan bir sinema anlatısı. Babamı; annemin ve yakın dostlarımızın desteğiyle, kardeşim Selcen’le birlikte, bir dönemin tanığı olarak anlatmaya gayret ettik. Film ekibi de bunu kendi çerçevelerinde değerlendirip sinemaya aktardı.

Seyircinin takdirine bırakarak, bir döneme bir kişi üzerinden kapı aralamanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Selcen Çatlı: “Biz bu filmle bazı soruları cevaplamayı hedefledik”

“Bu film, erken yaşta kaybettiğimiz babamızın hatırası için; yarım kalmış bir hikayenin çok sert ve çok zor olan 80’li yılların, bir dönemin insan ruhunu anlatma çabasıdır.

O dönemi yaşamış pek çok insan, farklı şekillerde ağır bedeller ödedi. Yaşananlar uzun yıllar konuşulamadı, sorular yanıtsız kaldı. Biz bu filmle dönemin ruhunu, yaşananları ve geride kalan soruları sinema diliyle ele almaya çalıştık. 

Bu film bizim için bir hesaplaşma değil hem kişisel hem de tarihsel bir yüzleşmedir. Senaryo sürecinde, tanıklıklarımızı ve bildiklerimizi paylaştık. Ablamın kitapları üzerinden şekillenen bu süreçte yaşadıklarımızı danışmanlık çerçevesinde aktardık.

Biz bu filmle bazı soruları cevaplamayı hedefledik ve bunu, evlatları olarak bir sorumluluk bilinciyle yaptık” dedi.

Meral Çatlı: “Keşke eşim hayatta olsaydı da biz bu filmi yapmasaydık”

“Bu filmin yapılmasını çok istedim. Kızlarımla birlikte bu yola çıktık. Aile olarak sevgiye, saygıya ve sadakate dayalı bir hayatımız vardı.

Film, yıllardır merak edilenlere sinema diliyle bir cevap veriyor. Bu yapımı, ailem ve torunlarım için bir miras olarak görüyorum.

Geçmişi anlatmak, yaşamak gibi oldu. Yıprandık ama ortaya çıkan filmle birlikte büyük bir gurur ve mutluluk yaşıyoruz. Güzel bir film geliyor. Keşke eşim hayatta olsaydı da biz bu filmi yapmasaydık” dedi.

Yapımcı Seyfi Şahin: “Belgesel değil sinemasal bir anlatı’”

“Onur Tan ve aile bu filmin hazırlıklarına başlamışlardı. Bu projede yer almamı ve yapımcılığını üstlenmemi istediler. Ben de bunu bir sorumluluk olarak gördüm. Biz bu filmde kimseyi yüceltmeye ya da yermeye çalışmadan, olduğu gibi sinema diliyle anlatmayı hedefledik. Bu bir belgesel değil; ancak tamamen bir kurgu da değil. Seyirciler izlediklerinde kendi değerlendirmelerini kendileri yapacaklar.

Büyük bir prodüksiyon oldu. Hiçbirimiz; ben aile ve oyuncular hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Güzel bir iş ortaya koymaya  çalıştık. Ayrıca eklemek isterim ki; filmimizin adı “Çatlı”… “Abdullah Çatlı” değil. Neden, çünkü kızları ve eşi de aynı zorlukları yaşadı. Film, aileyi de merkeze alan bir anlatı sunuyor. Bu açıdan da değerlendirlmesini rica edeceğim” dedi.

Onur Tan (Kreatif Yönetmen): “Hollywood vari bir dönem filmi” 

“Yıllardır televizyonlarda yaptığım bütün projelerde neredeyse bütün kaynağımız dolaylı ya da doğrudan Abdullah Çatlı’nın hikayesine temas ediyordu. Bu projelerde attığı adımlar üzerinden ilerledik. Bu birikimin ardından, doğrudan kendisini sinema diliyle beyazperdeye taşımak benim için doğal ve kaçınılmaz bir süreçti.

Bu film için önce Gökçen Hanım’la irtibata geçtim. Gökçen Hanım’ın sıcak ve pozitif yaklaşımıyla süreç başladı,  Selcen Hanım ve nihayetinde Meral Hanım’la bir araya geldik. Uzun toplantılar yaptık. Aileden dinlediğimiz hikâyeler, benim bildiklerime çok daha insani ve gerçek katmanlar ekledi. Herkesin farklı yerlerden baktığı, seveni olduğu kadar sevmeyeni de olan bir karakteri anlatmaya çalıştık. Ortaya, sinema dili güçlü, Hollywood vari bir dönem filmi çıktı” dedi. 

Proje Danışmanı Ömer Faruk Sorak: “Hikayeyi derinlemesine dinledikçe bu filmin yapılması gerektiğine inandım”

“Onur Tan bu projeyi yapmak istediğini anlattığında ilk sorduğum soru ‘emin misin’ oldu. Ancak hikâyeyi derinlemesine dinledikçe bunun yapılması gereken bir film olduğuna inandım” dedi.

Yönetmen Deniz Enyüksek: “Çıkış noktamız aile”

“Filmin çıkış noktasının aile olması, birebir tanıklıklara dayanan hikâyelerle samimiyeti ve inandırıcılığı güçlendirdi. Proje danışmanımız Ömer Faruk Sorak’la yaptığım görüşmenin ardından projeye dahil oldum ve Abdullah Çatlı’yı yakından tanımaya başladım. Hikâyeyi büyük ölçüde kızlarından ve kıymetli eşinden dinledim. 

Bir dönem filmi olarak, ailesini seven bir babayı merkeze alan bu hikâyeyi, sinemanın tüm bileşenlerine özen göstererek anlatmaya çalıştık. Yoğun ama içimize sinen bir süreç oldu; umarım izleyiciler de beğenir” dedi. 

Vedat İnceefe: “Bu kadar benzediğimi tahmin etmiyordum”

“Farklı bir dünyadan, spor dünyasından sinema sektörüne geldim. Selcan Hanım ve Gökçen Hanım’la filmin ilk teaser’ını çektikten sonra tanıştık. Abdullah Çatlı’ya benzerliğimden dolayı hüzünlü bir an yaşadık. Benzerliğim üzerinden bu role dahil oldum ama bu kadar benzediğimi hiç tahmin etmiyordum.

Zorlandığım ama öğretici bir yolculuk oldu. Sinema benim için çok yeni bir dünya; zaman zaman keyifli, zaman zaman zordu” dedi.

Şiva Behrouzfar: “Oynadığım karakter çok güçlü bir kadın ve anne”

“Bu projede yer almak, kariyerimde beni en çok zorlayan işlerden biri oldu. Yaşayan bir insanı canlandırmak büyük bir sorumluluktu. Oynadığım karakter çok güçlü bir kadın ve anne. Ben de bir anne olarak role yaklaştım” dedi.

Filmde Ütücü ve Yetim karakterlerine hayat veren başrol oyuncularından Eren Vurdem ve Ömer Kurt da, filmin merkezine yerleşen aile duygusunun hikâyeyi daha güçlü ve daha insani bir noktaya taşıdığını vurguladı.

Selin Görgülü (Gökçen Çatlı’nın çocukluğu) ve Ekin Pasvanoğlu (Selcen Çatlı’nın çocukluğu) ise gerçek karakterleri canlandırmanın kendileri için çok özel bir deneyim olduğunu belirterek, küçük yaşta bu denli cesur ve olgun davranan iki karakteri oynamaktan büyük keyif aldıklarını söyledi. Kamera önünde olduğu kadar kamera arkasında da çok keyifli anlar yaşadıklarını dile getirdiler.

ÇATLI” filmi, A90 dağıtım şirketi aracılığıyla 20 Mart 2026’da, tüm Türkiye’de vizyona girecek.