Yemekten sonra tatlı isteği nasıl engellenir
Sağlıklı kişilerde yemekten sonra tatlı istemenin genelde bir hastalık belirtisi değil, vücudun kan şekerini ayarlarken verdiği doğal bir tepki olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Öğün sonrası insülin artışıyla birlikte kan şekeri düşüşe geçer ve bu hafif düşüş beyne tatlı tüketimiyle hızlı enerji sağlama mesajı verebilir. Ancak burada sorun kan şekeri değerleri değil, düşüşün hızıdır. Araştırmalar, özellikle basit karbonhidrat ağırlıklı beslenen bireylerde bu isteğin daha belirgin olduğunu gösteriyor” açıklamasında bulundu.
Yeterli sıvı alımı tatlı krizlerini azaltabilir
Dünya Sağlık Örgütü’nün günlük serbest şeker tüketiminin toplam kalorinin yüzde 5’ini aşmamasını önerdiğini belirten Eren, “Tatlı krizlerini yönetebilmek için; dengeli beslenme, liften zengin öğünler, düşük glisemik indeksli yani kan şekerini bir anda fırlatmayan karbonhidratlar, yeterli protein ve sağlıklı yağ tüketimi çok önemli. Glisemik yanıtı düzenleyen bu beslenme modeli ani kan şekeri düşüşünü önler. Yapılan araştırmalar; düzenli uyku, stres yönetimi, kısa yürüyüşler ve sıvı alımının da tatlı isteğini azalttığı fikrini destekler. Ayrıca davranışsal teknikler, porsiyon kontrolü ve alternatif sağlıklı tatlılar da bu isteği azaltmada etkili olabilir” dedi.
Psikolojik temelli de gelişebilir
Yapılan bazı çalışmaların, yemek sonrası dopamin yanıtının azaldığı bireylerde tatlı isteğinin belirginleştiğini dile getiren Eren, “Tatlı isteği biyolojik olduğu kadar davranışsal bir tepki de olabilir. Stres, kaygı, yorgunluk, uyku düzensizliği ve ödül mekanizmasının aşırı çalışması tatlı isteğini artırabilir. Araştırmalar; stres anında kortizolün yükseldiğini, bunun da karbonhidrat yönelimini artırdığını ortaya koyuyor. Özellikle duygusal yeme davranışı olan kişilerde tatlı isteği daha sık ve daha yoğun görülür. Bu nedenle tatlı krizini önlemede psikolojik faktörler göz ardı edilmemeli” dedi.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Hakkında
Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden iş birliği Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi'nin sağlığın merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.