İstanbul, ruh sağlığı ve nörobilimin dünya yıldızlarını ağırladı!
İstanbul, ruh sağlığı ve nörobilimin dünya yıldızlarını ağırladı!
Prof. Dr. Ayşegül Yıldız (Yavuz) Başkanlığında, Duygudurum Vakfı (DUVAK) tarafından düzenlenen Bipolar Zirvesi Master Akademi 2025, Amerika, Kanada, İngiltere ve Avrupa'nın da dahil olduğu 12 ülke 27 bilim insanını İstanbul'da bir araya getirdi.
Prof. Dr. Ayşegül Yıldız (Yavuz) Başkanlığında, Duygudurum Vakfı (DUVAK) tarafından düzenlenen Bipolar Zirvesi Master Akademi 2025, Amerika, Kanada, İngiltere ve Avrupa'nın da dahil olduğu 12 ülke 27 bilim insanını İstanbul'da bir araya getirdi.
Bipolar Zirvesi 2025 İstanbul'da yapıldı!
Duygudurum Vakfı (DUVAK) liderliğinde ruh sağlığı ve nörobilim alanında dünyanın en seçkin 27 bilim insanı İstanbul'da bir araya geldi. 5-6 Temmuz tarihlerinde İTÜ Taşkışla'da düzenlenen 3. Bipolar Zirvesi Master Akademi, alanında uzman bilim insanlarını İstanbul'da buluşturdu. İki gün süren zirvede, bipolar bozukluk tedavisinde “kişiye özel” çözümler, çığır açan genetik dağıtımlar ve beyin sırlarını aydınlatan yeni teknolojiler toplu olarak yatırıldı.
Psikiyatride, özellikle tedavi gören dirençli vakalarda, kişiye özel tedavi uygulamalarının giderek daha fazla önem kazandığını kaydeden Psikiyatrist Prof. Her bireyin biyolojik, psikolojik ve belirtilerinin dikkate alınmadan kişiselleştirilmiş bir tedavi planı yapılması gerekir.” dedi.
Programa ev sahipliği yapan Duygudurum Vakfı (DUVAK) Kurucu Başkanı ve Bipolar Zirvesi Kongre Başkanı Prof. dedi.
Prof. Dr. Ayşegül Yıldız (Yavuz) Başkanlığında, Duygudurum Vakfı (DUVAK) tarafından düzenlenen Bipolar Zirvesi Master Akademi 2025, Amerika, Kanada, İngiltere ve Avrupa'nın da dahil olduğu 12 ülke 27 bilim insanını İstanbul'da bir araya getirdi.
5-6 Temmuz 2025 tarihlerinde İTÜ Taşkışla'da bulunan bu özel etkinlikte, 12 ülkeden gelen nörologlar, psikiyatristler ve klinik uygulanan, bipolar bozukluk ve ayrılırken başta olmak üzere zihinsel sağlık hizmetleri ve güncel araştırmaları ve tedavi tedavileri paylaşıldı. Yoğun ilgi gören zirvede, bipolar bozukluğun tanınması ve tedavisine gelinen son nokta, ezberin bozulması ve geleceğin tedavi paradigmaları tartışıldı.
Etkinlikte, bipolar bozukluk ile metabolizma ilişkisi, zayıflamanın güncel boyutları, gebelik ve emzirme döneminde güvenli psikiyatri, TMS ve modern EKT uygulamaları, genetik belirteçler ve kişiye özel tedavi, bipolar II'nin tanı ve tedavisiki yeni paradigmalar gibi konular ele alındı.
Amacımız yalnızca bilim üretmek değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek
DUVAK Kurucu Başkanı ve Bipolar Zirvesi Master Akademi Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız, bu zirvenin Duygudurum Vakfı ve kendisi adına önemli bir misyon gerçekleştirdiğini ifade etti. Dr.
"Bipolar Master Akademi'nin üçüncüsünü gerçekleştirebiliyor olmamız çok değerli. Bilim olarak amacımız yalnızca bilim yeteneği değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek, erişim kapılarını açmak mümkün. Genç, taze, açık ve beyinler için bu tür organizasyonlar çok değerli. Türkiye, genç beyinleriyle, tedavi eden hastalarıyla, bizlerin Türk Bilim insanları olarak dünyada yer ve bu toplantıda sunulan Liderleri ve Kurumları ile Ağ ile ulaşılabilir bir potansiyel arz ediyor. Yeter ki bu doğru şekilde yerdesin. Ürünlerin dünyadaki diğer yerlerindekilerle aynı tedaviler ile birlikte verilen iyi hizmet, doğru tedavi ve alınan olumlu yanıtlar, fiyatlar tarafından büyük bir minnettarlıkla karşılanıyor. Türkiye için bu yüksek potansiyelli ürünü dönüştürmekteki ilk adım, bireysel çıkarların evrensel bilimi ve bu doğrultudaki değerleri ortaya koyabilmektir.” dedi.
Bilimde klinik deneyim önemli
Bilimde elbette klinik deneyim önemlidir. Ancak belirtilen rehberin temeli kanıta dayalı bilgidir . Doğru kanıt analizi ve doğru yorumlama ile ilerlediğinizde, bu resmi rehber sizi tedavide başarıyı çok daha yakınlaştırır. Bizim burada yapma çabamız şey de tam olarak bu: Yıllardır süren hem etki gücü hem de yan etkileri devam eden modellerle analiz ediyoruz. Aynı zamanda henüz piyasaya çıkmamış olan yeni ilaç adaylarının da klinik araştırmalarını yakından takip ediyoruz. Bu veriler de modellerimiz dahil olmak üzere hem yaşananları hem de olası yanılma durumlarını öngörebiliyoruz. İlaç tedavisi bu yaklaşımlarda, tedavi stratejiniz tamamen farklı bir boyuta taşınıyor. Bu sayede tedavideki başarı oranı da çok daha belirgin şekilde yükseliyor.”
Yıldız, Türk hekimlerinin öğrenme arzusuna dikkat ederek, "Salon tamamen dolu. Bu, Türkiye'de ciddi bir öğrenme isteği ve beyin kapasitesinin olduğunu gösteriyor. Potansiyelimiz dünyadan farklı değil, yeter ki doğru kapıları açabilelim." ifadesinde bulundu.
İlk izlenimlerle tanışma işlemi değil!
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bipolar bozukluğun bir hastalık olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
"Bu nedenle, bir kişinin yalnızca ilk izlenimleriyle tanınabilmesi mümkün değildir. Ancak, bazı bireylerin bipolar bozukluğa sahip olup olmadığı. Bu bireyler tek tek dört mevsimsel olarak tanımlanabilecek duygu dalgalanmaları sergilerler. Sabah çok övdükleri bir şeyleri sonra yoğun bir şekilde eleştirilebilir veya umutsuzca kurtarılabilirler. Duygular arası geçişleri hızlıdır; ağlarken birdenbire gülmeler. Bu tür yoğun ve değişken duygulanımlar, duygu durum bozukluklarında sıklıkla rastlanan bir durumdur.”
Bazı hastalar yalnızca mani dönemleri yaşıyor
Kaynak, "Klasik bipolar bozukluk vakalarında bazı dosyalar yalnızca mani dönemleri geçirilirken, belirtiler belirtileri hiç görülmeyebilir. Bu, özellikle Bipolar Tip I bozukluğunda daha yaygındır. Bipolar Tip II bozukluğu ise hipomani dönemleri ile birlikte tekrarlayan depresif ataklar sözdür. Bipolar bozukluk, duygu durum spektrumunda yer alan bir ve çok sayıda alt tipi mevcuttur. Depresyon da bu spektrumun bir alt grubudur. Bipolar bireylerde çok ciddi depresif belirtiler gözlemlenebilir; bu durum, intihar eğilimiyle birlikte de seyredebilir. Bu nedenle, bipolar bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve diğer anksiyete bozuklukları gibi önemli bir psikiyatrik hastalıklar yer almaktadır. ifadesinde bulundu.
Bipolar bozukluğun beyinle bağlantısı olan temel hedef
Bipolar Master Akademinin, dünyada duygu durumları ve özellikle bipolar bozukluk üzerinde çalışan, bu alanda bilimsel üretimde bulunan ve hasta takibi yapan klinisyen ve uzmanların bir araya geldiği prestijli bir toplantıya dikkat etmek Prof.Dr. Çünkü bipolar bireylerde düşünen beyin, hisden beyin ve karar veren beyin hücrelerinin uyumlu çalıştığı biliniyor.” dedi.
'Hastalık yoktur, hasta vardır.'
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzm. Nesrin Dilbaz'ın moderatörlüğünde "Duygudurum Bozukluklarında LORETA QEEG Yöntemi ve Kişiselleştirilmiş Tedavi" sunan Tarhan, psikiyatride, özellikle tedavi edici dirençli vakalarda, kişiye özel tedavi uygulamalarının giderek daha fazla önem kazandığını kaydetti. Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:
“Bu yaklaşımın tıbbın en temel ilkesi yer alır. 'Hastalık yoktur, hasta vardır.' Aynı zamanda, kişinin biyolojik, psikolojik ve psikososyal özellikleri ile kişiselleştirilmiş bir tedavi planı yapılabilir . hâle gelir. Böylece “deneme-yanılma” süreci artırılarak tedavi daha hedefe yönelik ve etkili bir şekilde planlanabilir.”
Diğer ayak beyin kapasitesinin değerlendirilmesi
Dr. Başarı oranı artmakta, zaman ve kaynak kaybı en aza indirilmektedir.” diye konuştu.
Kişiselleştirilmiş psikiyatri… Hiçbir hastayı birleştirmez…
Zirvenin ana temalarından biri, her şeyin benzersiz olduğu gerçeğine dayalı kişiselleştirilmiş tedaviydi. Selanik Aristoteles Üniversitesi'nden Prof. Dr. Konstantinos Fountoulakis, bu yaklaşımı “tıbbın kutsal kâsesi” olarak tanımladı. Bipolar bozukluğun karmaşıklığını vurgulayan Prof. Dr. Fountoulakis, özellikle en yıkıcı aşama olan kronik bipolar dayanıklılığı “manik yangının külleri” olarak nitelendirdi.
"Hiçbir hastayı birleştirmez. Tedavi stratejimiz, o kişiye özel en uygun şekilde hazırlanmalı. Bu, sıradan hareket etmek değil, öne çıkan özellikleri araştırmaktı." diyen Prof. Dr. Konstantinos Fountoulakis, modern psikiyatrinin insancıl önemini vurguladı.
Lityumun sırrı çözülüyor
Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımının somut bir örneği Paris Üniversitesi'nden Prof. Dr. Frank Bellivier tarafından sunuldu. Bipolar bozukluğun temel ilacı olan zayıflamanın neden bazılarında yaralanıp bazılarında yara olmadığını araştıran “R-LiNK” adlı Avrupa projesini yöneten Prof.
"Kan ve nörogörüntüleme biyobelirteçleri toplayarak, kimin içeriğini genişletmeyi planlamaya çalışıyoruz. Veri toplama bitti, analizler sürüyor." diyen Prof. Dr. Bellivier, müjdeli bir haberi de paylaşarak, “Büyük bir mutlulukla belirtmek isterim ki, İstanbul'daki bir Türk merkezi de görünen bir sonraki aşamaya katılacak.” dedi.
Paylaşımlardan zirveye katılan Danimarkalı Prof.Dr.Rene Ernst Nielsen Lityum'un böbrek üzerindeki etkileri üzerindeki çalışmaların büyük Avrupa çalışmasının bulgularını anlattı.
Bu zirvede bir ilk de Lityum-Böbrek yeteneğinena bir Nefroloji uzmanının katılmasıydı. Hacettepe Üniversitesi Nefroloji AD öğretim üyesi ve Avrupa Nefroloji Birliği Genel sekreteri Prof.Dr.Mustafa Arıcı böbrek ve böbrek ile ilişkisi üzerine çok önemli bilgiler paylaşıldı.
Hastayla kurulan güçlü bağların temeli
Budapeşte Semmelweis Üniversitesi'nden Klinik Psikolog Dr. Xenia Gonda, “Biyopsikososyal Yaklaşım” başlıklı sunumunda, "Yüksek intihar riski taşıyan veya aktif madde kullanım bozuklukları olan, metodolojik olarak kullanılan randomize kontrollü araçlar dışında bırakılmaktadır. Bu durum, bu özel olarak durdurulmak için kanıta dayalı tedaviyi iyileştirmemizi engellemektedir." dedi.
Dr. Xenia Gonda, klinisyenlere bipolar bozukluğun bu en zorlu durumda, reaktif değil proaktif olma, tek bir yönteme bağlı kalmak yerine çoklu müdahaleleri entegre etme ve her şeyden önce hastayla kurulan güçlü bağların temeli olarak görme konusunda öneride bulunduğunu belirtti.
Etkinlik 2 gün sürdü
Etkinlik kapsamında, mevcuta Oxford Üniversitesi'nin devamı Türkçe Bipolar Kitabı, uluslararası anlam ve geçerlilik arz eden özel sertifika sertifikasına takdim edildi. Genç araştırmacı hekimlerin dünya bilim yönetimi ile doğrudan iletişimin başlatılması.
Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi'nin yoğun ilgi gördüğü, 2 gün süren olayda, sıvının böbrekle uykusundan, Nobel'e aday gösterilebilecek epigenetik incelemeye, metabolik sendrom ve beyin ilişkisinden, kişiye özel tedavide farmakogenetiğin rolüne kadar çok sayıda konu ele alındı.
Medikal estetik ve psikoloji ilişkisi de ele alındı…
Ünlü Medikal Estetik Uzmanı Dr. Ali Kerim Diler de oyuncular arasındaydı. Zirve Prof. Dr. Ayşegül Yıldız ve Dr. Ali Kerim Diler ortak konferansında Ruh ve Beden Estetiğinin bütünlüğünü ele almakta da bir ilke imza atmış oldu.
Zirveye katkılarından dolayı destekleyicilere teşekkür plaketi verilirken İnt. Dr. Helin Özdemir'e program olan katkılarından dolayı teşekkür ve onur belgesi takdim edildi.
İstanbul HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.


