Üsküdar Üniversitesi, Bilim Kafe Buluşmaları ile bilimi halkla buluşturdu!
Üsküdar Üniversitesi, Bilim Kafe Buluşmaları ile bilimi halkla buluşturdu!
Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) Mayıs ayının son haftasında Türkiye çapındaki üniversitelerde eş zamanlı olarak başlattığı "Bilim Kafe" etkinlikleri çerçevesinde Üsküdar Üniversitesi, bilim ile halk arasında bir araya getirildi.
Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) Mayıs ayının son haftasında Türkiye çapındaki üniversitelerde eş zamanlı olarak başlattığı "Bilim Kafe" etkinlikleri çerçevesinde Üsküdar Üniversitesi, bilim ile halk arasında bir araya getirildi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) liderliğinde Türkiye genelinde "Bilim Kafe" etkinlikleri, Üsküdar Üniversitesi'nce de faaliyet göstermektedir. Ümraniye Belediyesi iş birliğiyle Ümraniye Millet Bahçesi'nde "Bilim Kafe Buluşmaları" düzenlendi.
Ceza Adaleti Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Yalçın Sarıbey, "Olay yerindeki sessiz tanıklar kayıtlara geçtirarak suçluyu yakalamaya çalışıyoruz, çünkü onlar yalan söylemez." dedi.
MESSAGE deneyi Proje Yöneticisi Dr. Öğr. Cihan Taştan, "Bir deneyi yaklaşık 2 senedir tasarladık. Laboratuvarda hiçbir öğrenci çalışması olmadı. Robot üretildi, bu robot deneyleri yapıldı ve öğrencimiz hiç laboratuara gelmeden evden robota komutlar yoluyla hücrenin genetiği değiştirilebildik. Buna yapay zeka üyesi entegre etmeye başardık." dedi.
Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) Mayıs ayının son haftasında Türkiye çapındaki üniversitelerde eş zamanlı olarak başlattığı "Bilim Kafe" etkinlikleri çerçevesinde Üsküdar Üniversitesi, bilim ile halk arasında bir araya getirildi.
Üsküdar Üniversitesi, Ümraniye Belediyesi iş birliğiyle Ümraniye Millet Bahçesi'nde keyifli ve bilgilendirici bir "Bilim Kafe Buluşmaları"na ev sahipliği yaptı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi ve Bilim İletişim Ofisi Koordinatörü Doç. Cihan Becan, "Yükseköğretim Kurulumuzun liderliğinde, Mayıs ayının son haftası boyunca üniversitelerimizin genelinde (81 ilimizde) planlanan Bilim Kafelerimizin etkinliğini Üsküdar Üniversitesi ayağını gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
Bilim, adli bilimler ve uzayın sırları konuşuldu
Üsküdar Üniversitesi Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı Medya Başkanlığı Halkla İlişkiler Birim Yöneticisi Şaban Özdemir'in moderatörlüğünü yaptığı etkinlikte Üsküdar Üniversitesi Ceza Adaleti Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Adlı bilimlerin suçu ve suçluyla mücadelesindeki kritik rolün örneklerini anlatan Prof. Dr. dedi.
Aylin Yalçın Sarıbey, "Adli bilimlerin genellikle öldürüldüğü, yaralama ve cinayet gibi toplumda bulunamadığı ancak hayatın bir gerçekliği olan konuları ele aldığını belirten Prof. Dr. tasarruf kullanıldı.
Adli bilimlerin temel çıkış noktası "Her temas bir iz bırakır" prensibi
Adlı bilimlerin temel çıkış noktasının "Her temas bir iz bırakır" ilkesi olduğunu vurgulayan Prof. dedi.
Sessiz tanıkların, yani fiziksel delillerin önemine dikkat eden Prof. Dr. Sarıbey, "Onlar yalan söylüyorlar, etki altında kalanlar, objektifler. Yeter ki biz doğru talimatlar ve en yeni ileri teknolojik yöntemleri uygulayalım." diye konuştu.
Tanıkların korku, panik, baskı altında kalma veya bir yakınını koruma isteği gibi yanılabilme ihtimaline değinen Prof. şeklinde konuştu.
Adli bilimlerin en temel amacı adaletin sağlanması
Adaletin yaşandığının toplumdaki güvenin gücünü güçlendirdiğini Prof. Dr. Sarıbey, "Başarısız bulduğumuzda ve o kişinin cezasını çektiğinde, hem herkesin kendini bildiğinde hem de zedelenen adalet anında onarılmış olur. Adli bilimlerin en temel amacı budur." İfadesinde bulundu.
Sarıbey, çok bilinen ve en sık kullanılan delillerin parmak izi olduğunu belirterek, "Her yerde bırakıyoruz. Suçlular silseler de eldiven taksalar da yok etmeye çalışsalar da hala bugün en fazla olay parmak iziyle aydınlatabiliyoruz." dedi.
Kimliklendirme en hızlı parmak iziyle yapılabiliyor
Deprem gibi büyük felaketlerde de kimliklendirmenin en hızlı parmak iziyle yapılabildiği, vücut parçalarının alındığı halde bile parmaklara izin verildiğinde cenazelerin hızlı bir şekilde kimliklendirilip ailelerine teslim edilebildiğini ifade eden Prof.
Ayakkabısının izi de farklı!
Aynı marka ve numaradaki anormallikler aynı olsa da, kişinin farklı yollarda yürümesi ve anormal farklı deformasyonlara uğraması nedeniyle ayakkabısının kendine özgü olduğunu ifade eden Prof. Dr. diye konuştu.
Aynı hastalık aracının lastik izi için de mevcut olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sarıbey, "Araçlar da aynı yollardan gitmedi, farklı aşınmaları oldu ve o aşınmalar lastikte kişinin kendine özgü bir iz bıraktı. dedi.
MESAJ Bilim Misyonu nasıl çıktı?
Üsküdar Üniversitesi Transgenik Hücre Teknolojileri ve Epigenetik Uygulama ve Araştırma Merkezi (TRGENMER) Müdürü ve MESSAGE deneyi Proje Yöneticisi Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan ise "Uzayda Keşfedilen Uzun Yaşamın Sırrı: Mikro Yerçekimi, Makro Keşifler" konulu konuşmasıyla Türkiye'nin ilk insanlı uzay misyonu MESSAGE'ın heyecan verici hikayesini paylaştı.
“Moleküler genetik biraz uzaya doğru taşıma hikayesi bizim hep hayallerimizde olan hikayeydi.” diyerek sözlerine başlayan Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, insan DNA'sının dünyadaki yer çekimini hissedip hissedemeyeceğini ve buna karşı nasıl bir tepki verebileceğinin MESSAGE (Microgravity Associated Genetics) Misyonu'nun üretilebileceğini belirtti.
Projenin 2021 yılında, o dönem ikinci sınıfta olan üç kız öğrencisiyle birlikte gideceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, Türkiye'nin ilk genetik tedavilerini yapan bir ekibin parçası olarak, bu altyapıyla uzay çalışmasını başlattıklarını, Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin ilk uzay misyonunu duyurmasıyla birlikte, zaten fikir ve hipotezleri hazır olan MESSAGE projesinin Türkiye Uzay Ajansı ve TÜBİTAK Uzay tarafından Alper Gezeravcı'nın uzayda yapılmasını anlattı.
Uzayda birçok iyonlaşmada bulunduk
Dr. İlk uzay misyonunu Alper Gezeravcı, Tuva Cihangir Atasever'in ikinci uzay misyonunu gerçekleştirdiğini hatırlatarak, "Her iki astronotumuz da toplam 20 proje gerçekleştirildi ve NASA'da hem Avrupa Uzay Ajansında özgün diyebileceğimiz çok sayıda kalıcılıkta bulundu." dedi.
Bu süreçlerin şu anda temin edilerek yüksek lisans tezlerine ve makalelere dönüştürüldüğünü kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, "Bir bakıma benim desteğim biyolojik ve genetik hikayem, hep merak ettiğimiz, hepimizin evlerinde başladı o küçük deneyleri merak ederek başladı, genişledi ve şu an ilk defa uzaya kadar mevcuttu" diye konuştu.
Yapay zekanın girmediği araştırma alanı kalmadı
Yapay zekanın girmediği hiçbir laboratuvar, ekipman veya araştırma alanında kalmadığını Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, E-Nabız gibi uygulamaların devasa sağlık verilerinin yapay zeka ile analiz edilerek gelecekte sağlık hizmetlerinde devrim yaratılabileceğini söyledi.
"Milyonlarca insanın laboratuvar sonuçları, hastalık verileri ve ilaç bilgileri birikiyor. Yapay zeka sayesinde ilerlemeye gitmeden, sadece alacağınızı alırsınız, belki de E-Nabız GPT gibi bir uygulamayla etkileşime girerek ilacınızın otomatik olarak man üretileceği, ne kadar ısıtılırın ortaya çıkacağı bir döneme girebilirsiniz." diye konuşan Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, bu vizyonun hayal olmadığını, geçen hafta Çin'de 42 yapay zeka doktoruyla kurulan bir hastanenin faaliyete geçtiğini anlattı.
“Artık deneylerimizi deney tüpünde değil, bilgisayar kodları arasında yapıyoruz, orada gizliler…”
Kendi laboratuvarlarında yapay zeka DNA'ları gösterilebilir, insanın tepkilerini analiz etmek, kanser riski ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gibi birçok alanda kullanılabilenleri ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, "Bir bakıma artık deneylerimiz deney tüpünde değil, bilgisayar kodları arasında yapıyoruz, orada gizliler. Dünyada da bu yönde bir oluşum var." dedi.
Robot ürettik, bu robot deneyleri yapıldı!
Yakın zamanda Nature dergisinde kabul edilen bilimsel yayınlarından örnek veren Dr. Öğr. Cihan Taştan, "Bu deneyi yaklaşık 2 senedir tasarladık. Laboratuvarda hiçbir öğrenci çalışması olmadı. Robot üretildi, bu robot deneyleri yapıldı ve öğrencimiz hiç laboratuara gelmeden evden robota komutlar yoluyla hücrenin genetiğini değiştirebildik. Buna yapay zeka üyesi entegre etmeye başladı." şeklinde konuştu.
“Uzayda telomer uzunluğunu artırabilirsek yaşam süremizi uzatabiliriz”
Türk astronotu Alper Gezeravcı ve iki yabancı astronottan alınan örneklerde, DNA'nın uçlarındaki ve uzun yaşamla ilişkili "telomer"lerin uzayda kısa süre içerisinde uzadığını tespit etmeyi bıraktığını belirtti Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, bu hastalığın yaşanmadığını, astronotların daha uzun süre yaşamaya uygun bir DNA'ya sahip olmalarına izin verdiğini belirtti.
Dr. Üyesi Cihan Taştan, "Hepimizin yaşam ömrü normalde 145 yıl. Ancak sigara, stres, sağlıksız beslenme gibi faktörler bu süreyi kısaltıyor. Uzayda telomer süresini kısaltabilir, yaşam süremizi uzatabiliriz." diye konuştu.
Türkiye'nin uzayda yürüttüğü bu salgınlar, Türkiye'nin uluslararası uzay arenasında güçlendiğini ve Türk bilim insanlarının ütopik hayaller yerine somut projelere imza attığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan, gençlere "Sorunuz varsa oturun, o soruyu projeye, bir deneye çevirin." mesajını verdi.
Programın devamını Üsküdar Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Cumhur Bakır yaptı. Katılımları için teşekkür eden Bakır, YÖK'ün Bilim Kafe'nin yayınladığı bilimi toplumla buluşturmasında güzel bir uygulama olduğunu, Üsküdar Üniversitesi olarak da insanların bilimle buluşturmanın hareketli süreceğini söyledi.
Samimi toplantılar bilimsel sohbetler
Saat 17.00'den 19.00'a kadar süren etkinlikte, kişinin merak ettiği konular hakkında soru sorma imkanı bulundu.
Çay ve Kahve ikramının da samimi olduğu sohbet ortamı, bilimin günlük hayatının bir parçası olması önemli bir katkı sundu.
Buluşma, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.61950
İstanbul HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.